James Webb Uzay Teleskobu nedir? Özellikleri nelerdir?

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Hubble Uzay Teleskobu’nun yerini alacak olan James Webb Uzay Teleskobu’nu fırlattı. Yaklaşık 10 milyar dolar değerindeki James Webb Uzay Teleskobu, Türkiye saatiyle 15.20’de uzaya gönderildi.

Apollo’nun Ay’a inişinin mimarlarından birinin adını taşıyan Webb, Hubble teleskobunun halefidir. Yeni gözlemevi, halefine göre 100 kat daha güçlü olacak şekilde inşa edildi.

NASA sözcüsü Rob Navias, “Tropik bir yağmur ormanından zamanın sınırına havalan James Webb, evrenin doğuşuna geri bir yolculuğa başlıyor” ifadesini kullandı. ABD Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) yöneticisi Bill Nelson ise “Bu, büyük hayaller kurduğumuzda neler başarabileceğimizin parlak bir örneği. Bu projenin riskli bir girişim olacağını her daim biliyorduk. Ancak, büyük bir ödül istediğinizde büyük bir risk almanız gerekir” dedi.

Gazeteci Emin Çapa, Halk TV’de ekrana gelen “Dünya Varmış” programında yeni gözlemevi hakkında bazı bilgiler verdi. Çapa’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

• “10 yıl önce fırlatılacaktı, biz bunu heyecanla bekledik. Sonra aksilikler oldu. İlk proje hesaplaması 500 milyon dolar. 500 milyon dolardan 10 milyar dolara geldi. İlk başladığı zamanki kapasitesiyle bugünkü kapasitesi arasında çok fark var.

• İçinde 18 tane ayna var. Bunların her biri 132 cm. Her biri tek tek kendi başına hareket edebiliyor. Hubble, bizim gördüğümüz dalga boyunu görüyor. Buna karşılık James Webb, kızılötesi ışınları görüyor. Bunlar, uzaydaki gaz ve toz bulutunun içinden geçebiliyor.

• Bilimin ondan beklediği bir kaç şey var. Ne kadar uzağa bakarsak o kadar evrenin başlangıcına bakıyoruz. Büyük patlamadan 400-500 milyon yıl sonraya kadar bakabilecek. Hatta bazıları büyük patlamadan 300 milyon yıl sonrasına bile bakabileceğini düşünüyorlar.

• Eğer 300 milyon yıl önceye bakarsak daha yıldızların oluşmadığı, galaksilerin yeni yeni oluştuğu dönemi görebiliriz. Bu bizim için muazzam başarı.

• Bugüne kadar biz güneş sisteminin dışındaki, diğer yıldızların etrafındaki gezegenlere bakıyoruz. Fakat, o kadar uzak ki bizim teleskoplarımız sadece Jüpiter ya da Satürn boyutundaki gaz devlerini görüyor. James Webb, buna karşılık o kadar gelişkin ki kızılötesiyle baktığı için Dünya’ya yakın, Venüs boyutunda veya Dünya’dan biraz daha büyük, yani üzerinde yaşam olabilir gezegenleri görecek. Bu muazzam bir şey. Onların atmosferlerini inceleyebilir. Eğer serbest oksijen varsa o zaman diyebiliriz ki burada büyük olasılıkla yaşam var.”