EkonomiManşet

Faiz indirimi sonrası dolar ne kadar oldu? İşte dolar kuru!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 2 puanlık faiz indirimi sonrası dolarda sert yükseliş yaşandı. Peki, dolar ne kadar oldu? İşte Merkez Bankası'nın 21 Ekim'de faiz indirimi kararı sonrası dolar kuru.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) merakla beklenen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası yapılan açıklamada politika faizinin 200 baz puan düşürülerek yüzde 16’ya indirildiği duyuruldu. Bu gelişmenin ardından dolarda sert yükseliş yaşandı. Dolar/TL kuru rekor kırarak 9,48 seviyesini gördü.

TCMB’den yapılan açıklamada, “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 18’den yüzde 16’ya indirilmesine karar vermiştir” denildi.

Salgında yeni varyantların küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğu belirtilen açıklamada, “Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın devamı şöyle:

“Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.

Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Ekonomistler ne dedi?

Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı sonrası dolar kurunun yükselmesini ekonomistler değerlendirdi. Dünya gazetesi yazarı Dr. Şeref Oğuz, Habertürk canlı yayınında şu değerlendirmelerde bulundu:

“İki gün önce ‘9,50’yi göreceğiz’ demiştim. ‘Kasım sonunda çift haneli bir dolarımız olacak’ demiştim. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun üyelerinin bir değerlendirme hatası, piyasayı okuma hatasından söz etmiyorum artık. Bu bir tercih. Bize büyüme lazım, cari açığı yönetmemiz lazım, o yüzden biz enflasyon ve kuru saldık. Salınan kur ithalatı düşürecek. Zaten Cumhurbaşkanı ‘fiyat istikrarını bir kenara bırakıyoruz’ diye 2 ay önce açıklamıştı. Büyümeyi destekleme adına kuru yukarı çıkaracaksınız, ithalatı frenleyip cari açığı düzelteceksiniz. Bununla beraber enflasyonu tamamen kontrol dışı tutarak faiz indirimlerini gündeme getireceksiniz.

1990’lı yıllarda biz bunu denedik. Tuttuğu oldu, tutmadığı oldu. Faizi indirerek dahi liranızı siz yukarı çıkarabilirsiniz. Faiz inmiş neyime zam damlar yüreğime adımlarını göreceğiz dolar üzerinden. Türkiye’nin sorunu faiz değil enflasyondur.”

Prof. Dr. Erinç Yeldan, Halk TV canlı yayınında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Artık iktisadi verilere dayalı analiz yapmamız mümkün değil. Bu çok uzun zamandan beri biliniyordu. Türkiye’nin ihracatında bir rekabet olanağı yaratacağı beklentisi olabilir. Belki turizmin canlandırılması beklentisi söz konusu olabilir.

İhracatta fiyatın avantajına bağlı olarak bir artış bekleniyorsa bunun Türkiye’ye yansıması olumsuz olacak. Çünkü, Türkiye’nin malları değersizleştiriliyor. Türkiye, kaynak aktarıyor.”

Daha Fazla Göster

İlgili Haberler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu