İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Halk TV’de Şirin Payzın’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Akşener, “Peynirin kilosu 80 lira olmuş. 2 bin 360 lira maaş alan bir baba, karısı da çalışmıyorsa nasıl geçinecek? Tamam dolar yok da nasıl olacak bu işler? Sayın Erdoğan ve damadı harika bir hayat yaşadıkları için onlara göre dünya güzel. Çokomel harika yani. Ama garibanın durumu felaket. Onların burayı anlaması mümkün değil. Siz saray diye bir kavramın içine girerseniz, paralel bir evrenin içine girerseniz. Saray rejimi siyasetten ayrı bir bürokrasi yarattı. Saraydaki şube müdürlerinin milletvekillerinin, bakanlarının telefonlarına çıkılmadığı bir sistemdir. İzole bir hayattır. Ayrıca çok başka bir hayat tarzını geliştirir” ifadelerini kullandı.
“Anlattığı fıkraya inanamadım”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak hakkında konuşan Akşener, “Damat bakanı biz Enerji Bakanlığı döneminde böyle eleştirmedik. Çünkü iyi kötü bir deneyimi vardı. Özel sektörde enerji alanında çalışmış genç bir arkadaştı. Nepotizm ilkesel olarak yanlıştır, ama bir de işini iyi yapmamak var. Dünyadan ve hayattan uzak bir arkadaş. Ekonomiden anlamayan bir arkadaş. Bir de empatiden yoksun bir arkadaş. Anlattığı fıkraya inanamadım. Böyle bir fıkra olamaz” dedi.
“İstanbul’un alınacağına benim kadar inanan olmadı”
31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde CHP’ye Millet İttifakı önerisini kendilerinin götürdüğünü belirten Akşener, “Sonuçta bizim teklifimizle yan yana geldik. Bazı zamanlar dişlerimi sıktığım zamanlar oldu. Bu bir Türkiye projesi. CHP esnekliği zor olan bir yapı. CHP 100 senelik bir parti kolay değil. Sayın Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine çok inanıyorum. Ama her kafadan ses çıktığı zamanlar oldu. Sayın İmamoğlu’nu aday olarak çıkaran Kılıçdaroğlu’nun ferasetidir. İstanbul’un alınacağına benim kadar inanan olmadı” açıklamasında bulundu.
Akşener, “İYİ Parti kurulmamış olsaydı İstanbul ve Ankara’yı kim kazanacaktı? İYİ Parti, bir memleket meselesi diyerek kuruldu. Önceliğimiz vatandaşın nefes alması, demokrasiyi tam anlamıyla uygulayabilmek, hukukun üstünlüğünü sağlamaktır” diye konuştu.
