Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Habertürk’te yayınlanan Teke Tek Özel programında Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Başbakanlıktan istifa etme sürecini anlatan Davutoğlu, “Ben davamı bırakmadım, AK Parti davasını bıraktı. Davanın bütün değerlerini ayaklar altına aldılar. Sayın Cumhurbaşkanına hem anlattım hem de yazılı metin verdim. Bütün bunlara rağmen yine de ben AK Parti’den ayrılmadım. AK Parti beni ihraç etti. Peki bekledikleri ne? Körü körüne itaat” ifadelerini kullandı.
“Ayasofya insanlık mirasıdır”
Danıştay’ın Ayasofya kararını değerlendiren Davutoğlu, “Bizim nesil için önemli bir değeri vardı. Hep hassas bir konu olarak kaldı. Özlemle beklenen on yılların meselesi bir ölçüde kapanmış görünüyor. Hepimizin bu konuyu çok dikkatli bir şekilde dünya ve ulusal gündemde tutmamız lazım. Ayasofya insanlık mirasıdır. Bu kültürel mirası cami olarak estetik bakımdan en güzel bir şekilde donatmak önemli. Bütün muhalefet olumlu bir tavır sergiledi. Ayasofya’yı iç siyasal gündem olmaktan çıkartmak lazım. Burada da önemli sorumluluk başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere iktidara düşüyor” dedi.
“Açılım süreci benim başbakanlığım döneminde başlamadı”
Davutoğlu, ‘çözüm süreci’ ile ilgili yöneltilen soruyu şöyle yanıtladı: “Açılım süreci benim başbakanlığım döneminde başlamadı. Çözüm süreci, 2013’ün mart ayında başladı. Sayın Erdoğan çözüm sürecini sahiplenmediği için öyle bir algı var ki onu da sanki ben yapmışım. Yaptığım hiçbir şeyden hesap vermekten çekinmedim. 2013 yılında çözüm süreci başladığında ben de savundum. Diyarbakır’a gittim, konuşma yaptım. Bütün mesele şuydu: Biz eğer çözüm süreci üzerinden Türkiye içindeki en önemli sorunlardan biri olan Kürt sorununu aşabilmiş olsaydık, işte o zaman Ortadoğu’nun kaderi bambaşka şekilde seyrederdi. Sayın Erdoğan, bana genel başkanlığı şu sözle devretti: ‘İki konuda size güveniyorum. Birincisi, çözüm sürecini devam ettireceksiniz. İkincisi, FETÖ ile mücadele.’ Kobani bahane edilerek bölge ateş çemberine dönüştürüldü.”
